Bir Mektup

Bir Mektup

Bir Mektup; Çanakkale Savaşı komutanlarından Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey ile yeğeni Sabahat arasındaki mektuplaşmaya Hilmi Bey’in yazdığı cevap.

 BİR MEKTUP

Sabahat Balıkesir’e gider gitmez, Dayı’sına bir mektup yazmıştı. Çok geçmeden cevabı geldi. Mehmet Hilmi Bey‘in her zamanki konuşma tarzı ne ise, mektuptaki ifadeleri de aynıydı:

                Bihi

                (Besmele anlamında bir kısaltma)

                29 Temmuz 1945

                Soğanağa – Daltaban

                Sevgili Kızım,

                Mektubunuzu aldım. Hepinizin lehülhamd afiyette olduğunuzu okuyarak Cneab- ı Hakk’a hamd ve senalar ettim.

                Sizden ayrıldıktan beri burada esaslı bir değişiklik yok gibidir. Vakıan (gerçi) alemde bir an diğer ana uymazsa da biz öyle deriz. Allah her anda başka bir iştedir. Hayat su gibi akmaktadır. Biz bir noktasına bakınca onu sabit gibi görürüz. Halbuki sabit olan Hak’dır. Bakisi hep değişmede. Değişen Hak’dan, değiştiren de hak olduğundan Kur’an-ı Kerim’de ‘’Fe eyne ma tüvellü fe şemme vechüllah.’’ Nereye dönersek ırada Hakk’ın vechi (yüzü) var. Ve yine ‘’Küllü şey’in halikün illa vechehü.’’ Her şey helaka maruzdur, illa Hakk’ın yüzü helak olmaz buyurulmuştur.’’

                ‘’La ilahe illallah’’ da, ilah kelimesine bazen sağil manası da veriliyormuş. Buna göre; alemde meşgul ancak Allah’dır. Şu halde müteharrik, muharrik, hep Allah’dır. Alemde böyle olduğu gibi, bizzat insanın nefsinde de böyledir. Bunun için ‘’Nefisini bilen Hakk’ı bilir.’’ Buyrulmuştur.  Böyle olursa hak canda bulunur. Hakk’ı bulan için bulunacak, bilinecek başka bir şey kalmaz. İşte sana karıma karışık birkaç söz. Allah bütün alemlerin nurudur. Daima nura teveccüh et, nura gi, nuru bul, nur ol.

                Bir hafta evvel Lamia, dün Münevver teşrif etti. İkisine de mektup yazmışsın. ‘’Gönül yap rahat et. Huda’dır taat isteyen. Allah’ın evi gönül olunca, onun tamiri lazım! Tamir edene ne mutlu! Allah’ı hoşnut etmek istersen, kullarını, mahlukatını hoşnut et! Her şeyi hoş gör.

                ‘’İ’tiyad et afv ve iğmaz etmeğe diğerleri

                Nefsini afv etmeden amma uzak dur daima’’

                Pazarlığımıza göre, eski yazıyı yazamasak bile okumak lazım. Hoş, inşallah pek yakında yazmayı da becerirsin ya! Ecdadınla münasebeti kesmemek, islam büyüklerinin nutuklarını fehm etmek, (anlamak) ve daha bir ömür kazanmak için inşallah bu yazıyı öğrenirsin.

                Pederine, validene, teyzene, Agah Bey’e amcalarına, Abdullah Bey’e, ehibbaya (ahbaplara) selam ve hürmetler ederim. Refet, Semahat, Ayhan, Nurhan ve senin hasretle gözlerinden öper, her suretle teveccüh-i Peygamberi ve maddeten, mana-yı Feyzullahiye mazhar olmanızı ulu Tanrı’dan dilerim kızım.

                Yengen, Sedat, Nebi (Nebile) cümlenize selam ve ihtiram eder.

                                                                                                                                             Dayın Hilmi

CEPHEDEN CEPHEYE BİR ÖMÜR MUTLAKA OKUMALISINIZ…

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ