18 Mart 1915
18 Mart 1915, Çanakkale Deniz Savaşı ve Çanakkale Zaferi ayrıntılı anlatım, çoklu kaynak ve muharebe kronolojisi, boğaz ve tabyalardaki durum tüm detaylarıyla bu yazımızda sizlerle paylaşılmıştır.
18 Mart 1915 Çanakkale
Tarihe altın harflerle ” ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” yazdıran bir gün 18 Mart 1915. Çanakkale Zaferi olarak bilinen ve geleneksel olarak her yıl törenlerle kutlanan bu gün muharebe anlamında da adeta bir destandır. Deniz muharebelerinin yaşandığı 18 Mart 1915 tüm dünyayı saran 1. Dünya Savaşı’nın Çanakkale Cephesi‘nde açılmış bir muharebedir. 18 Mart Deniz Muharebeleri süreci, cephenin açılmasından 19 Şubat 1915 ilk taarruzu sonrasında başlar ve o tarih itibariyle hazırlıklar ile birlikte savaş gününe dek sürer.
19 Şubat 1915 tarihinde gerçekleşen ilk Boğaz Taarruzu iki taraf için de çok şeyi değiştirir. Öncelikle Türk tarafı için boğaz savunmasının yetersizliği ve zayıf noktaları belirlenir. Bu belirlenme süresiyle tabyalar güçlendirilir. Boğazdaki mayın hatları çoğaltılır. 19 Şubat taarruzu esnasında görülür ki Karanlık liman bölgesi düşman donanmasının rahat manevra yaptığı kör bir noktadır. Bu nedenle Nusret Mayın Gemisi tarafından 7-8 Mart gecesi yeni bir mayın hattı oluşturulur. Böylece boğaz savunmaya hazır hale getirilir.
İtilaf devletleri açısından ise donanmanın yetersiz olduğu ve mevcut savunmayı eldeki imkanlar ile aşmanın mümkün olmayacağı kararı verilerek donanmada bulunan gemi sayısı arttırılır. Donanmada bulunan savaş gemileri ile birlikte o gemilere en büyük tehdidi oluşturan mayınları temizlemek için mayın tarama gemisi sayısı da arttırılır. Böylece iki taraf da hazırlıkları tamamlar ve beklemeye başlar.
18 Mart Çanakkale Deniz Muharebesi
Hazırlık süreçleri tamamlandıktan sonra muharebe süreci başlar. Çanakkale Deniz Muharebesi (Çanakkale Deniz Savaşı) sürecini sizlere farklı kaynaklardan, Çanakkale Boğazı Genel Durum, Çanakkale Deniz Savaşı, Çanakkale Deniz Muharebe Kronolojisi olarak üç farklı başlık altında aktarmaya çalışacağız.
18 Mart 1915 Çanakkale Boğazı Genel Durum
Çanakkale Boğazını savunan komutanlar genel saldırının er veya geç mutlaka yapılacağını tahmin etmiş ve ona göre tertiplenmesini tamamlamış, mevzilerini güçlendirmiştir. Buna göre;
Boğaz Doğusunda; 9. Tümen bölgesi makineli tüfeklerle takviye edilmiş, Cevat Paşa Bataryasına ait bir bataryanın mevzileri betonla güçlendirilmişti. Ayrıca Erenköy‘deki mevzileri yerleştirmek üzere 8. Ağır Topçu Alayı‘ndan bir batarya ve bir obüs takımı da Karantina bölgesine mevzilendirilmişti. Dört toptan oluşan Muhasara Bataryası Kepez‘e nakledilmiş, yine bu bölgede Çanakkale‘den gelecek olan bir Alman Bataryası için de mevzi hazırlanmıştı. Boğazın doğusunun savunması için 9 ve 11. Tümenler görevlendirilmiş, 11. Tümenin büyük kuvvetleri ihtiyat olarak Ezine bölgesine toplanmıştı. Bataryaların gece yapacakları görevde birbirinin ateşinden etkilenmemesi için kademeli olarak mevzilendirilmesi emredilmişti.
Boğaz Batısında; savunma için esas birlik olarak 19. Tümen‘e görev verilmiş, Morto Limanı, Seddülbahir ve Ertuğrul Tabyaları arasına, tabyalar içine ve Tekke Burnu civarına güçlü piyade mevzileri hazırlaması emredilmişti. Özellikle Harap Tabya civarına Obüs, sahra ve dağ bataryalarının mevzilendirilmesi, bu birliklerinin ateşlerinin çıkarma yapabilecek bölgeler üzerine yoğunlaştırılması üzerinde durulmuştu. Düşman gemilerinin aşırma ateşlerini engellemek maksadıyla 8. Ağır Topçu Alayı bazı birlikleri ve sonradan bölgeye getirilen toplar derinlikte mevzilendirilmişti.
Boğaz İçerisinde; savunmanın ağırlığı merkez tahkimat olarak adlandırılan mevzilere dayandırılmıştı. Düşmanın kesin sonuç almak için taarruz edeceği merkez tahkimatı adı verilen bu tabyalar merkezden savunma esasına göre yapılmış, Rumeli yakasında Değirmendere ile Soğanlıdere arasında ve Anadolu yakasındakiler de Nağra ile Dardanos arasında inşa edilmişti. Topların çoğu açıkta mevzilenmiş, cephanelikler de batarya mevzilerinin yakınında açığa tertiplenmişti. Bataryalarda çeşitli çapta top bulunduğundan cephane ikmalinde güçlüklerle karşılaşmaya başlanmıştı. Aralık bölgeye mevzilenen obüslerin gizliliğine ve hareket kabiliyetine önem verilmiş, keşfedilmeleri halinde mevzi değiştirmeleri için top çekerli olan mandalar mevzilere yakın tertiplenmişti.
Mevzilerin denizden keşfini zorlaştırmak ve aynı zamanda donanma ateşlerini üzerine çekmek üzere esas mevzilerin etrafına sahte mevziler yapılmış ve buralara kara barut dumanına benzer duman çıkaran kutular konulmuştu.
18 Mart Muhaberesinde her iki kıyıda bulunan 168 ağır toptan ancak 82‘si atışa katılmıştı.
1915 Martında muhabere hatlarının, telemetrelerin ve atış kontrol malzemesinin onarılması için büyük çaba gösterilmiş, bu çalışmaların sonucunda Çanakkale Boğazı, geçilmesi güç bir hale getirilmişti.
Topçu siperlerinde personelin moralini yükseltmek için “ALLAH BİZİMLEDİR” “TOPÇU, KUDRETLİ ATEŞİYLE TAM ZAMANINDA DÜŞMAN KUVVETLERİNİ KIRAR, PARÇALAR” gibi levhalar asılmıştı.
Savunma görevi alan piyade birlikleri de en uygun mevzi ve hatları seçerek mevzilenmiş,kıyıya yapılacak çıkarma harekatı için hazırlık yapılmıştı. Buna göre;
9. Tümen Boğazın Anadolu bölümünü savunmakla görevlendirilmiş, tümenin yarımada da kalan birlikleri 19. Tümen emrine verilmişti. Anadolu kıyılarındaki tümen topçusundan ikişer bataryalı birer Sahra ve Dağ Topçu Taburu ve bir Brodvel Adi Ateşli Batarya Karantina-Kumkale arasına mevzilendirilmişti. Tümenin Yarımada’daki Sağ yan Müfrezesine ait topçusu (Bir Dağ Topçu Takımı, bir Mühasara Bataryası ve bir Mantelli Topçu Takımı) Koyun Limanı-Değirmenli arasında kıyı korumasına memur edilmiş, karargahı Alçı Tepe (Kirte)’de bulunan Sol yan müfrezesine ait topçu birlikleri de (bir Sahra Topçu Taburu, bir Obüs Bataryası) sağ yan müfrezesi güneyi ile Seddülbahir arasındaki bölgeye mevzilenmişti.
11. Tümen, ihtiyat birliği olarak Ezine‘de tertiplenmiş bazı birlikleri ve topçusuyla Kumburnu-Edremit arasında gözetleme görevi almıştı.
3. Kolordu; 7 ve 19. Piyade Tümenleri, 4. Süvari alayı ve desteğindeki 4. ağır Topçu Alayı’nın 1. Taburu olduğu halde Koyun Limanı-Değirmenler hattının kuzeydoğusundan Saroz Körfezi‘ndeki Karaçalı’ya kadar olan kıyı kesiminde gözetleme ve savunma görevi almıştı.
18 Mart harekatını yapacak Birleşik Donanma, Amiral Carden’in yerine geçen De Robeck‘in planına göre, Çanakkale ve Kilitbahir istihkamlarıyla torpil (mayın) bölgelerini savunan küçük bataryaları tahrip etmek görevi almıştı. Bu görev için derhal gerekli hazırlıklar ve tertiplenme işlerine başlanmıştı. Tasarlanan plana göre iki hat oluşturulmuştu.
Birinci hatta dört İngiliz zırhlısı planlanmıştı. Bunlar (Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible) boğazın dar kesimindeki büyük bataryalarla muhabere ederken, bu hattın yanlarına da küçük çaplı bataryalarla uğraşmak üzere eski sistem birer zırhlı memur edilmişti.
Birinci hattın gemisinden ilerleyen İkinci hat Fransız zırhlılarından teşkil edilmişti (Gaulois, Charlmagne, Buovet, Soufren). Yine eski sistem dört zırhlıdan oluşan bir grup da; iki zırhlısıyla Anadolu ve iki zırhlısıyla da Rumeli kıyısından ilerleyerek öncelikle Kepez hattında komşu olan bataryalar ve fırsat buldukça da boğazın dar kesimindeki tabyalarla muhabere edecek şekilde hareket etme emri almıştı.
Bu yan koruma görevi alan grubun, ikinci hattın gerisinden gelmesi kararlaştırılmıştı.(Majestic, Vanganoe, İrresistıble, Albion, Ocean, Triumph, Prince George, Swiftsure).
Ayrıca Canapaus ve Cornwallis zırhlıları boğaz girişi önünde tutulması planlanmış, Dartmmuth zırhlısı da ikmal konvoyunu koruma görevi almıştı. Sadikarne, Belfor ve Karamatris adlı üç kruvazör de gözetleme görevine memur edilmişti. 4. kuruluş olarak adlandırılan 18 Mart 1915 tarihli kuruluşta Birleşik Donanma üzere 3 deniz piyade tümeni dahil edilmişti.
18 Mart Çanakkale Deniz Savaşı
Birinci hat gemileri 14.000 yardadan tahkimatı bombardıman etmesi ve ortadaki Fransız filosunun da 8.000 yardaya kadar sokularak ateş desteğinde bulunması kararlaştırılmıştı. Saat 08.15‘de Queen Elizabeth‘in işaretiyle 16 gemi bu plan çerçevesinde boğaza doğru harekete geçmişti. Saat 11.30‘dan itibaren Queen Elizabeth‘in içinde bulunduğu birinci hat gemileri 14.000 yardadan tabyalara mermi yağdırmaya başlamış, plan gereği Fransız filosu da İngilizlerin aralıklarından ileri geçip saat 13.00 sıralarında çeşitli bataryaları ateş altına almıştı.
Saat 11.15‘de Halileli sırtlarına başlayan bombardımana İntepe‘deki bataryalar derhal cevap vermişti. Saat 11.30‘u gösterdiğinde ise Çanakkale Boğazı içerisinde ilerleyen 10 muharebe gemisi sayılmıştı.
18 Mart 1915 Tabyalar;
Dardanos Bataryası’nda Durum;
Batarya Komutanı..: Yzb. Hasan
Gözetleme. Sb…..: Ütğm. Mevsuf.
1. Tk. K……: Atğm. Adil
2.Tk. K…….: Atğm. İsmail Hakkı
Telemetreci…….: Çavuş Yunuz (Yozgat)
3. Ağır Topçu Alayı 1. Ağır Topçu Taburu’nun 1. Batarya‘sı olan bu batarya, önceleri iki toplu olarak teşkil edilmişti. Sonradan Asar-ı Teyfik zırhlısından sökülerek getirilen üç top da bu bataryaya ilave edilmişti. 150/40’lık çabuk ateşli toplara sahip olan bu batarya bu günkü muhaberede düşman ateşini en çok üzerine çeken ve o oranda da onlara etki yapan bir bataryamız olmuştu. Saat 13.00‘de üzerine yoğunlaşan düşman ateşiyle bir ara topraklarının toprakla örtülmesi nedeniyle ateş kesmiş ve temizlendikten sonra tekrar isabetli atışlarına başlamıştı. Batarya eğitim bakımından çok iyi yetişmişti. Atış için gerekli bütün esaslar çabucak hazırlanıyor ve batarya bunları dikkatle uyguluyordu.Düşman, artık sustu dediği ancak bir süre sonra tekrar ateşe başlayan bu bataryadan yılgınlık getirmişti.
Batarya Komutanı, hedef olarak Agamemnon zırhlısını seçmişti. Erat bu gemiye Kırık Direk adını takmıştı. Nedense bu gemiye Mehmetçikler çok sinirleniyorlardı. Bu gemi, her defasında suya gömülmüş gibi cephane yüklü olarak boğaza girmiş, bütün cephaneyi alıp yük boşaltmış bir şilep gibi suda bayağı yükselmiş olarak boğazı terk etmişti. Dardanos‘un bu gemiye ilk salvosuna seyyar ve gizli bataryalar da yardımcı olmuş, bu yoğun ateş karşısında şaşkına dönen bu heybetli zırhlının baş tarafını ve güvertesini koyu dumanlar sarmıştı. Batarya koyu dumanın açılmasını beklemeden bu kes toplarını Amiral Gemisine çevirmiş, bir salvoda ona göndermişti. Üç mermi geminin güvertesinde paralanmış, bir diğer mermi de arkasından büyük su sütunu kaldırmıştı.
Hasan Bey toplarını tekrar Agamemnon‘a döndürerek üç isabet daha kaydetmiş, gemi olduğu yerde dönerek dumanlar içinde kalmıştı. İlk atışta iki isabet müjdesi verince Mevsuf gerekli düzeltmeleri yapmış, ikinci atışta koca geminin güvertesinde alev ve dumanlar görülmüştü. Yara almasına rağmen Zırhlı şiddetli ateşlere karşılık vermeye başlamıştı. Ateş fasılasından faydalanarak bataryada oluşan hasarın giderilmesine çalışmış, ancak bu arada sargı yerine isabet eden bir düşmen mermisi bu kahraman bataryanın komutanı Üsteğmen Hasan, gözetleme subayı Teğmen Mevsuf ile yedek subay adayı Halim ve üç erimizi şehit etmişti. Cevat Paşa‘ya acı haber duyurulunca Paşa bataryaya geleceğini bildirmişti. Bu sırada takım komutanları (İsmail Hakkı ve Adil) büyük bir öfke ile Amiral Gemisi‘ni dövmeye başlamıştı. Hemen hemen her atılan mermi gemiye çarpmış, fakat küçük çaplı olduklarından (15/40) ve gemiler kendilerini kum torbalarıyla koruduklarından dolayı bir zarar verememişti.
Bu esnada koca gemi döndü ve burnunu boğazın dışına doğru çevirmiş, hızla uzaklaşmaya başlamıştı. Son bir defa ateş eden Dardonos Bataryası bu ateşi ile Lord Nelson‘u yakalamış, dördüncü mermi güverteye düşüp alevler yükselmeye başlamış, yara alan bu gemi de dönüp boğazın dışına yönelmişti. Batarya artık ateş kesmişti. Bu sırada Cevat Paşa gelerek şehitleri görmüş, gözleri yaşararak “Fedakar evlatlarım, bu rütbeyi aldınız, ruhunuz şad olsun” dedikten sonra şehitler için yapılması gerekeni emrederek batarya personelini “ Kahraman arkadaşlarınız en büyük mertebeye ulaştılar. Onlar yattıkça Allah sizlere ömür ihsan buyursun. Onların intikamını aldınız evlatlarım” diye kısa bir konuşma yapmıştı. Bu sırada son düşman gemisinin boğazdan çıktığı haberi gelmişti.
Batarya Komutanlığına atanan Yüzbaşı Muhittin kısa zamanda bataryayı tekrar ateşe hazır hale getirerek vazifesine kaldığı yerden devam etmesinin sağlamıştı. Daha sonra bu batarya Hasan-Mevsuf Bataryası olarak anılmıştı.
Rumeli Mecidiye Bataryası’nda Durum;
Batarya Komutanı: Manastırlı Yüzbaşı Hilmi (ŞANLITOP)
Havanın oldukça serin olmasına rağmen erat ceketlerini çıkartmış büyük bir gayret ve neşe içinde çalışıyorlar, batarya önünde denize düşen düşman mermileri suları havaya fırlatıp toz halinde yağdırıyordu. Yakınlara düşen mermilerin sıçrattıkları taş ve topraklara da kimse aldırmıyordu.
Saat 13.20 Batarya ateşlerini Inflexible ve Queen Elizabeth üzerinde toplamış, bu gemilere önemli vuruşlar kaydetmiş ve oldukça tahribat yapmıştı.
Komutanın verdiği “Çocuklar dikkat! Uzun sarı tahrip danesi! Mesafe 14.000! Hedef sağdan ilerleyen düşman filosunun baştaki zırhlısı! Su kesimine! Ateş hazır ol!” komutuyla batarya derhal hazırlanıyor ve “Ateş!” komutuyla mermiler hedefe ulaşıyordu. Hilmi (ŞANLITOP) Albay rütbesinde 1937/38 ders yılında Halıcıoğlu Topçu Okulunda Balistik ve Silah Fenni Öğretmenliği yapmıştı. Öğrencilerin ısrarları karşısında gülerek “Büveyi biz batırmadık, mayına çarptı” Diyerek soruyu geçirtirmişti. (Topçu ateşiyle ağır yara alan gemi, daha sonra mayına çarpmıştı.)
Buve‘nin batışından sonra bu tabyada daha canlı bir çalışma görülmüş, ileriye çıkan İngiliz gemilerden Inflexible gemisi bataryanın yeni hedefi olmuştu. Hamidiye bataryaları da aynı hedefe yönelmiş, Inflexible birkaç isabet alınca bir kenara çekilip ateş kesince batarya bu kez de İrretistible‘ı hedef almıştı. Gözetleme subayı yapan Alman’ın işe fazla karıştığını gören Yüzbaşı Hilmi, batarya başında Teğmen Fahri‘yi bırakarak Goncasu gözetleme yerine çıkmış ve İrretistible‘a atış komutunu oradan vermişti: “Dikkat! hedef değiştiriyoruz çocuklar! Önümüzdeki sağdan en yakın gemiye! Nişan al! Mesafe 9.400! Tahrip danesi! Hazır ol!” Hazır haberini alınca da “Ateş!” komutunu vermiş, üç atımdan ikisi güvertede biri de arka bacada patlamıştı. Mecidiye tabyasının iki gemiyi yaralaması üzerine donanma ateşlerini bu batarya üzerinde yoğunlaştırmıştı.
Eratın (yarım dünya) dedikleri Queen Elizabeth‘i ileriye geçen gemiler, ateş yağdırmaya başlamıştı. Bataryanın üçüncü (240/35) topu dışında tüm toplar saf dışı kalmış, batarya komutanı eratı sığınaklara çekmişti. Ancak bu sırada alınan bir isabetle cephanelik havaya uçmuş, etraf kol, bacak ve kanlı parçalar dolmuştu. 14 şehit ve 24 yaralı vardı. Bu patlamadan dışarıda Ali ve Seyit adında iki er sağ kalmıştı.
Koca Seyit, arkadaşlarının cansız bedenlerini bir süre seyretmiş, biraz deniz kenarına inip kendisine geldikten sonra tarihe unutulmaz bir destan yaratacak kararını vermişti. Üçüncü topun sağlam olduğunu görmüş, bu topla düşmana ateş etmeyi kafasına koymuştu. Arkadaşı Ali‘nin şaşkın başları arasında 215 okkalık (276 Kg.) mermiyi sırtlamıştı. Ali’nin yardımı ile (Topun mataforası tahrip edilmiş olduğundan mermiyi merdivenden yukarı çıkarmak gerekmişti) mermiyi sırtında yukarı çıkarıp topa doldurmuş ve hemen bir gemiye nişan almıştı (Kendi deyimine göre Ali de kendisi de numara eri oldukları halde nişan almayı beceremezlermiş). İlk atım uzun düşünce inip ikinci atımı çıkartıp yine Ali‘nin yardımıyla topu doldurmuş ve yine nişan alarak ateşlemişti. İşte bu mermi en öndeki geminin (Ocean) arka taraf su kesiminde patlamıştı.
Koca Seyit bu müthiş olayı daha sonra şöyle anlatmıştı; “….yürüyordu kafir. Bir harmanladı orasını, etrafındaki gemiler kaçıştılar, Bir tarafına yatan gemi ötekilerin arasına girdi. Ben yine koştum bir gülle daha aldım. Çıkarırken baktım bizim batarya komutanı Hilmi Bey, yanındaki iki Alman subayı ile koşa koşa geliyorlar. Hilmi Bey, arkamı sıvazladı: “Ülen Koca Seyit sen misin? Çok yaşa, vurdun gemiyi” diye tekrar arkamı sıvazladı. Mermiyi çıkarıp doldurduk. Hilmi Bey nişan alıp ateşledi. Mermi aralarına düştü. Kaçıştılar. İndim bir mermi daha aldım. Hilmi Bey yine ateşledi. Yine aralarına düştü Aşağıda tek bir mermi kalmıştı Onu da getirdim attık. Almanlar benim mermi taşımama şaşırmışlardı. Bir sürü sual sordular: “Evli misin? Kaç çocuğun var? Güreşir misin?” dediler durdular.
İrresistible ve Ocean gemilerinin batışı harp muhabirlerince şöyle anlatılmıştı;
“İrresistible gemimiz çekilmeye mecbur olmuştu. Savaş olunca şiddetiyle devam ederken İrresistible gemimiz saat 15.32‘de Rumeli Mecidiyesinden atılan bir mermiyle arka bacasını kaybetti. İstim kaçırmaya başladı. Az sonra da muhtemelen Hamidiye‘nin bir mermisiyle su kesiminden bir isabet daha alarak sancak tarafına doğru yattı. Rumeli Mecidiyesi‘ne 10.000 yarda kadar yaklaşıp menzili açmak için Anadolu kıyısına döndü. Ağır ağır bu manevrayı yapmakta iken saat 16.15’de ancak Erenköy Körfezi‘ne girebilmişti.
Kuzeye doğru ilerlerken bir torpile çarptı. Sancak makina dairesinin altından delindi. İskele makineleri daha önceden su dolduğundan batmaya başladı. Bütün erat, güvertede ellerine geçen tahta eşyayı söküp üstünde tutunmak için denize atıyorlardı. Bu sırada düşman, mesafeyi kestirmiş geminin üstünde mermi yağdırıyordu. Wear torpida muhbiri cesurca bir hareketle geminin bordasına geldi. 582 gemici ile 28 subayı kurtardı. Ocean zırhlısı da tel halatla çekmek için imdadına koştu ise de yararı olmadı ve Ocean‘ın arka taretinin altında su kesimi hizasına büyük bir öbüs isabet etti. (Seyit’in Mermisi) Gemi önce bir sarsıldı, sonra da su almaya başladı. İskele tarafına yatıyordu. Etraftakiler korku ve dehşet içinde kaçıştılar. Muhripler yardımına koştu. Gemi boşaltıldı, tam yedeğe alınacağı sırada kazan dairesine bir mermi isabet eden Şemler Muhbiri de kısa zamanda battı. Az sonra Oceaan da provası üzerine devrilerek yavaş battı.
Bu sahneler cereyan ederken Cevap Paşa Çanakkale‘den motora binerek karşıya Mecidiye tabyasına geçmiş ve cephanelik patlamasının sonuçlarını gözleri ile görmüş ve sağ kalanlara başsağlığı dilemişti.
Soğanlıdere Bataryaları’nda Durum:
Bataryalar seyyar mevzilere tertiplenmişti. Ateş altındayken gizlenen mürettebat ateş fasılalarında top başı yaparak yakın mesafedeki gemileri ateş altına almaya başlamıştı.
Fransız Amirali GERTAP bu anı şöyle anlatıyor:
“Oueen Elizabeth‘ten verilen işareti üzerine dört zırhlımızın eratı top başına koştular. Soufren ile Bouvet Anadolu sahilini, Gaulosis ile Charlmagne‘de Rumeli sahilini izleyerek muharebe alanının en tehlikeli yerlerini aldılar. Bu manevramız bizi Dardanos ve Soğandere bataryalarından 2.000 m mesafeye getirmişti. Bu mevkiler, pek müstahkem ve heybetliydi. Diğer taraftan kıyı girintileri arasında saklı ve sayıları mütemadiyen artan sahil bataryaları da çoktu. Büyük bataryalarla uğraşmaktan vakit bulup bunlarla uğraşamadığımız için bizi rahat rahat dövmekte ve hayvan koşmak sureti ile sık sık yer değiştirmekteydiler. Diğer taraftan büyük istihkamları yeteri kadar topa tutabilmek için durup yalnız akıntının etkisine tabi olarak yön değiştirmek zorundaydık. Bu şartlar altında düşmanın şiddetli ateş altında kalacağımız doğal idi.”
Amiralin yakındığı bu seyyar bataryalar 18 Mart zaferinden hakikaten düşmanı çok hırpalamış, bu bataryaların atışlarından azami etkilenen Fransız filosu perişan bir halde çekilmeye başlamıştı.
Fransız gemileri, ateş hattından çekildiği sırada gemilerin üçte ikisi savaş dışı kalmıştı. Daha batmadan önce tam 12 mermi isabet eden Bouvet‘nin feci şekilde batışı esnasında, boğazda yerini almak üzere iken Gaulois‘ya da 24’lük bir mermi isabet ederek 16.4’lük orta taretini delip geçmiş ve 10’luk top kazamadının tam altında patlayarak bu topla birlikte bütün numara erlerini imha etmiş ve ambarında da yangın çıkarmıştı.
Bouvet‘nin batışı boğazın her iki yakasındaki tabyalarımızda büyük sevince neden olmuş, sevinç sesleri bir uğultu halinde etrafı kaplamış ve dakikalarca sürmüştü.
Namazgah Bataryası’nda Durum;
Batarya Komutanı: Ütğm. Kazım.
18 Mart 1915 Saat 14.00‘de Namazgah Tabyası da yoğun bir ateş altında kalmıştı. Gemiler bütün gayretlerine rağmen mesafeyi iyi ayarlayamamış, toplara hiçbir zarar verememişti. Fakat etrafa düşen mermilerin açtığı çukur ve delikler, havaya savrulan taş, toprak ve fundalar kimseye göz açtırmış, erat sığınakta ateşin yavaşlamasını beklemeye başlamıştı. Bataryaya ateş eden gemiyi gözetleme yerinden görmüş olan ikinci top çavuşu Başçavuş Muharrem, komutanından bu gemiye ilk mermiyi kendisinin atması için izin almıştı. Ateş yavaşlayınca eratını top başı ederek (Şekilsiz) olarak tanımladığı gemiye ateş etmişti. Mermi düşman gemisinin güvertesinde patlamış, Başçavuşun yaraladığı gemi ateşini tekrar bataryaya çevirmişti. Buna aldırmadan Başçavuş Muharrem, top yataklarını yağlamak için topun yan tarafına çıkmış, o sırada çok yakına düşen bir 30,5’lik mermi parçası isabet ederek vücudunu belinden ikiye bölerek şehit etmişti.
Amiral De Robeck birçok gemisi isabet alan filoyu geriye çekip, ihtiyat filoyu ileri sürmüş ve büyük bir cüretle ileri atılan bu filo bataryalarımıza şiddetli bir ateş açmıştı. Böylece planlarının ikinci safhası başlamıştı.
Geri çekilen gemiler de büyük toplarıyla bu ateşe yardım etmeye başlamış, buna karşılık bataryalarımız mühimmat tasarrufu nedeniyle tek tük atımlarla karşılık vermişti.
Bataryalarımızın bu ateş kesişi düşmanı umutlandırmış, bataryaların savaş dışı kaldıklarını sanarak mayın tarama filosuna “İleri!” emrini vermişti. İşte bu emir, muhteşem filonun ilk bozgununa neden olmuştu.
Soğanlı deredeki gezici ve gizli bataryalar savaşın başından beri mayın tarama gemileriyle ve onları himaye eden muhriplerle mücadele etmişti. Muhaberenin her safhasında fırsat beklemişti. Bu kez de mevzide hazırlanmış ve düşmanın yapacağı hataları beklemişti. Gözetleme yerlerinden muhripler eşliğinde mayın tarama filosunun büyük gemiler arasından ileri geçip ilerledikleri görülünce bataryalar ateşe hazırlanmış ve etkili ateşlerini düşman gemileri üzerinde toplamıştı.
Seddülbayir‘deki bataryasının takip edilmesinden sonra Soğanlıdere‘deki bir gezici batarya komutanlığına atanan Yüzbaşı Şemsettin (ÇAMOĞLU) durumu şöyle anlatmıştı;
“Saat 14.20‘de Tabur Komutanım, mayın tarama gemilerine ateş serbest emrini verdi. 3.000 m mesafedeki filoya ilk grubu yolladım. İki isabet kaydeden gözetleme düzenlemelerini verdi. Mükemmel bir ateşe başladık. Bu sırada bir mayın patladı. Mayını sesi bütün gürültüleri bastırdı. Üzerimize gelen mermiler hep sağa sola düşüyordu. Bataryamız üzerine ateş toplayan bir Muhrip gözüme ilişti. Hemen “hedef en yakın muhrip. Mesafe 3.000” komutunu verip bir salvo da ben gönderdim. Biraz sonra bir infilak ve bir siyah duman yükselen bu gemiden duman sıyrıldığı zaman deniz üzerinde hiçbir eser kalmamıştı (ŞELMER adlı bu muhrip, bir İngiliz muhabirine göre torpil dairesine isabet eden mermilerden infilak ederek bir anda parçalanıp yok olmuştu).
Muhripten sonra mayın tarama gemilerini hedef aldık. Daima ağır yaralı olanı seçiyordum. Önce aşağıya doğru inmeye çalışanı ateş altına aldık. Sancağa yatan bu gemi diğer atıştan kızmıştı. Eratımda ise hiçbir yorgunluk ve telaş eseri yoktu. Herkes büyük bir neşeyle çalışıyor, sevinç gösterileri yapıyorlardı. Geri kalan mayın gemileri büyük zırhlılar arasına girerek hızla uzaklaştılar ve önümüz boş kaldı (Hücumun bu ikinci kısmı büyük bir hezimetle sona ermiş, beş mayın gemisi ve bir muhribin battığı tespit edilmişti)”.
Anadolu Hamidiye Tabyasında Durum;
Inflexible gemisinde çıkan yangın söndürülmüş ve derhal Hamidiye Tabyası‘na ateşe başlamıştı. Bu geminin savaşa tekrar katılması eratımızı sinirlendirmişti. Bu gemiye Hamidiye Bataryası‘nın takım komutanlarından Teğmen Rıza, kendi eliyle hazırladığı ikinci topu ile ateşe başlamış, iki top mermisi peş peşe göndermişti. Birinci mermi geminin ön taretinin altında patlamış, ikincisi de iki bacasının arasına düşerek yangın çıkartmıştı. İşte bu sırada biraz sağa dönmek isteyen gemi bir torpile çarpmaktan kurtulamayarak ağır ağır batmaya başlamıştı. Saat 17.00 olmuştu. Yaralı gemi içindeki yaralı personeli ile beraber kendini kurtarmış yüzmeye başlamıştı. Dikkatli bir gemicilikle ve büyük bir cesaretle tam saat 18.00‘da Bozcaada‘ya vararak demirlenmişti.
Hamidiye Tabyası bu savaşta çok isabet almıştı. Ertesi gün yapılan incelemede bu bataryanın hemen arkasındaki Talimhane Meydanı‘nda tam 143 mermi çukuru sayılmıştı.
Rumeli Mesudiye Tabyasında Durum;
Bu tabya Mesudiye zırhlısından çıkarılan 15/45’lik toplardan kurulmuştu.
Batarya Komutanı: Yüzbaşı Ahmet
Takım Komutanı : Teğmen Niyazi
Sabahtan beri çok iş gören bu bataryanın saat 13.00‘deki etkisi daha fazlalaşmıştı. Bu nedenle Amiral gemisi Queen Elizabeth ateşini bu bataryaya çevirmişti. Teğmen Niyazi, Seyit’in vurduğu Ocean‘ın torpile çarpmasını dürbünle seyrederken müthiş bir patlama olmuş, yer sarsılmıştı. Teğmen Niyazi‘yi bulunduğu yer toz bulutuyla kaplanmış, yardıma koşan erlerde şehit olduğunu sanmıştı. Teğmen Niyazi, saat 18.00‘e kadar patlamadan dolayı mevzilerden akan olan toprak yığını içinde kalmış, şehit olmadığı anlaşılınca doktor tarafından tedaviye alınmıştı.
Aslında Teğmen Niyazi, tam üç metre arkasına düşen 38’lik merminin açtığı çukura düşmüştü. Az sonra Amiral gemisi ateşini bu bataryadan kaldırıp Dardanos bataryasına çevirmiş, batarya top başı yapmıştı.
18 MART 1915 Çanakkale Deniz Muharebesi Kronolojisi
Birinci hat gemileri 14.000 yardadan ( 12.800 m. ) tahkikatlarımıza ateş etmeleri ve ortadaki Fransız filosunun 8.000 yarda ‘ya ( 7.300 m) sokularak ateş desteğinde bulunması kararlaştırıldı.
Saat:08:15 ‘te Queen Elizabeth’in işareti ile 16 adet Gemi bu planı uygulamak üzere boğaza doğru harekete geçtiler.
Saat 11:30 ‘dan itibaren 14.000 yarda’dan (12.800 m) gemilerden topçu ateşleri başladı. Plan gereği Fransız filosu da İngiliz gemilerinin aralıklarından ileri hatta geçerek Saat 13:00 da her iki yakaya da ateşleri ile destekleyeceklerdi.
Müstahkem Mevkii Erkan-ı Harbiye ( Kurmay Başkanı ) Yarbay Selahattin Adil Bey bu saatleri şöyle anlattı.
Pek erkenci olan Cevat Paşam istihkamları denetlemek üzere Kilitbahir’e hareket etmiş olduğundan durum telefonla kendisine bildirildiği gibi ayrıca Harbiye nezaretinde İstanbul’a da bilgi verildi. Nezaretten alınan cevabı telgrafta her on dakikada bir düşman ve müstahkem mevkii durumun bildirilmesi emredildi. Bütün bataryaları görmeye müsait olan gözetleme yerine çıktık. Günün açık sabahında güney yönümüze tedricet kadar durgun bir denizde ağır yolla yaklaşmakta olan 16 adet Düşman Zırhlı Harp Gemileri birçok yardımcı Kruvazör, Destroyer ve Mayın Tarama Gemileri görünüyordu. Bu Filo önceden tahrip ettikleri Kumkale ve Seddülbahir’deki Topçu Tabyalarımıza birkaç grup Top atışı attıktan sonra Boğaza girdi.
Saat:11:15 ‘te ilk ateşi Queen Elizabeth Gemisinin 38 cm lik toplarıyla savunma sistemimizin dışında bırakılan Çimenlik Tabyamıza açtı. Mesafe 16.000 m olarak tespit edildi. Merkez hattındaki diğer gemilerde 15.000 metreden Anadolu Hamidiye’yi ateşe tuttular. Ön taretlerindeki 30.5 cm lik toplarıyla da giriştikleri bu bombardıman az sonra Kilitbahir Mecidiye Tabyasını tesirine almıştı. Bu sırada Fransızların Gaulvais, Charles Margne, Bouvet, Soufren gemileri 2. hatta giriyorlardı. Bunların arkasından planın 3. hattını teşkil eden Wangeance, Irrıcestible ve Albion ve Ocean Gemileri yerlerini aldı. Boğaz dışında Arc Royal ve Dublen (bazı kaynaklarda Canapaus, Corn Wallies ) bekliyor. Dartmouth Zırhlısı da 17 adet Nakliye Gemisiyle Seddülbahir’in arkasında yer aldılar. En gerisinde 4 adet Muhribin koruması altında 7 adet Mayın Tarama Gemisinden oluşan Filotilla dumanlarını savurarak Boğaza doğru gelmekteydi. Topçu gözetleyicilerimiz hiçbir şeyi kaçırmıyor her gördüklerini muntazaman kaydederek belirli aralıklarla bildiriyorlardı.
Saat 11:15 ‘ te Halileli köyü sırtlarına başlayan bombardımana İntepe’deki Bataryalarımız dan anında cevap vermişlerdi.
Saat 11:30’ u gösterdiğinde ise Boğaz içerisinde rotalarında ilerleyen 10 adet Muharebe Gemisi sayılmıştı.
Anadolu Hamidiye Tabyasında :
Düşman ağır toplarıyla en kuvvetli Tabyamız olan Hamidiye Tabyasını saat 11:45 ‘ten itibaren yoğun bir şekilde ateş altına aldı. Tabyanın kısa ve tam isabetlerden meydana gelen su sütunlarıyla duman bulutları arasında sıkışık durumunu Batarya Komutanından telefon ile öğrenmek istedim. Benden siperlerine isabet eden mermilerin top döşemelerini toprakla doldurduğunu ve vakit buldukça temizleneceğini öğrendim. Düşmanın ateşinin çok sık olmasına rağmen etkisi fazla olmuyordu. Mermiler ya tabyanın önüne denize veya arkaya talimhane meydanına düşüyor büyük ve derin top mermi çukurları açıyordu. Bu ilk atış 45 dakika sürdü.
Rumeli Mecidiye Tabyasında :
Bu Bataryayı Amiral Gemisi hedef alır. 38 cm lik top mermilerin patlamaları Bataryayı taş ve toprak yığınları ile örttü. Batarya bu ateşe cevap veremiyordu. Yarım saat kadar süren bu ateşte düşmanın yaktığı binlerce mermiye rağmen sadece yan Tabyada bulunan 35.5/35 cm.lik topu saf dışı kaldı. Bu topların mürettebatı da kalabalık olmasına rağmen zarar görmedi. Donanma tabyalarımızın bu sessizliğe anlam verememişti.
Saat:12:20 ‘de daha uzaktan atışların etkili olmadığını gören Amiral de Robeck Gemilerin biraz daha ileriye yaklaşarak Tabyalara tam isabet sağlamaları emrini verdi.
Gemiler menzil içine girince işte o anda 50 dakikadan beri top başında bulunan ve cevap veremediklerine üzülen topçularımız şiddetli ve tesirli atışlarına başladılar. Büyük gürültü kopmuş ve düşman gemileri duman ve alevler içinde kalmıştı. Bu atışa iştirak eden toplarımızın kamalarındaki tertibatı adi ateşli olduklarından çok duman çıkarmış havanın sakin oluşu nedeniyle dumanların çabuk dağılmadığından atış düzeltmeleri nedeniyle gecikmeler yaşanmıştı. Boğazın her iki kıyısındaki gizli seyyar Sahra Bataryaları çok iyi iş görmeye başlamış ve bu Bataryaların topların kama tertibatı yarı otomatik ateşli olması nedeniyle daha fazla atış yaparak hedefte tesir etkisi yarattılar. Donanma bu ani ateşten şaşırmış tornistanla ( geri geri ) giderek Türk topçu ateşinden kaçmaya çalışıyorlardı. Agamemnon, İnfexible isabet alan gemiler olur, Eren köyün güneyindeki Obüs Bataryası Agamemnon Gemisine 25 dakika içerisinde 12 adet tam isabetli atış kaydetti. Anadolu yakasındaki Obüslere hedef olan İnfexible ise 4 adet isabet aldı ve alevler baş köprü üstüne kadar çıkmaya başladı.
Bu ilk atış safhasına ‘’ Landon Times ‘’gazete muhabiri Amiral Gemisinden durumu şöyle özetledi.
Saat 11:30 ‘da Queen Elizabeth cehennemi ateşine başladı. İlk iki mermi Rumeli kıyısına diğer iki mermi de Çanakkale şehrine gönderdi. Şehirde büyük toz duman bulutları yükseldi. Bundan sonra filonun diğer gemi topları ateşe başladı. Her tarafta infilak sesleri duyuluyordu. Düşman ( Türkler ) epey bir zaman karşılık veremedi. Amiral hayretler içerisindeydi. Ama çok geçmedi. Üzerimize yağmur gibi topçu ateşleri ile top mermileri düşmeye başladı.
Saat:12:20’de bir adet top mermisi Infexible gemisinin pruva direği sehpasının orta ayağına isabet ederek köprü üstünde güvertede kamarasında yangın çıktı. Üç dakika sonra taretlerin birine bir mermi isabet ederek orasını alt üst etti. Aradan iki dakika geçmeden aynı anda 3 mermi daha güvertede patladı. Bu tarihi öğle vaktinin her dakikası hatta saniyesi vahimden daha vahimdi. Ateş kontrol tertibatı isabet alınmış ve bu yüzden dik mermi yoluyla atılmış bir Türk top mermisi Infexible’ın ateş tanzim yerinden 2-3 kadem (61-92 cm) yükseklikte işaret serenine isabet ederek patlamış top şarapnelleri kontrol kamarasının damını ve etrafını parçalamıştı. Burada Geminin atışlarını idare eden Yarbay Werner ile yardımcısı ağır derecede yaralandı. Denizci 3 asker öldü ve 3 askerde yaralandı. Düşman ( Türkler ) bir güzel gemimizin kendilerine olan mesafesine tahmin etmiş olmalılar.
Saat 12:27 de pruva çanaklığının gemiden uçtuğun gördük. Aşağıdaki toplarla irtibat kesildi ve çanaklıktaki erat ve subaylar bir yaralı dışında kamilen telef oldular. Queen Elizabeth’in top ambarı da bir top mermisi ile hasara uğradı ikinci bir mermi vinç pompasını parçaladı. 3 ncü bir mermide ön bacaya vurup parçaladı. Kocaman bir delik açtı. Türk topçuları uzun fasıllarla ( aralıklarla ) ateş ediyorlardı. Herhalde cephane darlığından olacak iktisada riayet ediyorlardı.
Bugün Donanmanın ilk ateşleri çok etkili oldu ancak her Tabya müthiş bir karşı topçu ateşiyle cevap verdi. Bir çok isabet kaydedildiği anlaşıldı. Birinci hat ikinci hat yara almış olsalar da görevlerini yapacak olan ikinci hat gemilerine yok açtılar. Yaklaşık donanma gemileri her iki kıyıdaki Tabyaların ve Mayın tarlalarını koruyan Türk topçu birliklerinin tesir atışlarına maruz kalıyorlardı. Buna rağmen Fransız Amiral Queprath gemilerin 10.000 yarda’ya (9.200 m) kadar sokulması emrini verdi. Gemiler hasar görmesine rağmen bombardıman etkili oldu. Kıyı Bataryaları susunca Mayın Tarama Gemileri ileri hatta çağrıldı.
Saat 13:45’ te Türk topçusu tesirli ateşleri oldukça azaldı. Boğazın girişindeki 2 gemiye de boğaz içine girmeleri emri verildi. Bu arada, saat 13:20’de Anadolu Hamidiye Tabyası ateşe başladı. Karantina hizasında bulunan ve Dardanos’a yaklaşmak isteyen Bouvet Zırhlısını ateş altına aldı. Buna rağmen diğer gemilerinden açılan ateşlerle Dardanos ve Mesudiye Bataryalarıyla Soğanlı Dere bölgesi yoğun Donanma ateşi altında kaldı. Topçu mürettebatın ve onlara komuta eden topçu subayların cesareti şaşkınlık vericiydi. Ateş altındaki toplarına her ateş sonrası top Komutanının top başına komutuyla toplara koşan mürettebatı, toz toprak bulutları ve duman içerisinde bir kayboluyor bir görünüyorlardı.
Saat 14:00’ te Anadolu Hamidiye’nin topları bir kez daha tüm toplarıyla aynı anda gürlemiş ve Bouvet Zırhlısı tam isabet aldı. Geri çekilme emri alan Soufren’i yaralı Bouvet takip etmeye başladı. Ancak bir patlamayla yaralı Zırhlı Boğazın terk etmeden savaş dışı kaldı. Anadolu Hamidiye ateşlerini henüz kesmemişti.
Saat 15:30’da büyük bir azimle ateşini Irrestible Zırhlısına kaydırdı. Tabyanın isabetli seri ve tesirli atışlarıyla yaralı zırhlı gemi hafifçe yana yatmış ve mesafeyi açmak üzere manevraya başlamıştı.
Saat 16:05’te İnflexible ve sonraki saatlerde de Rumeli Mecidiye Tabyasından atılan top atışlarıyla Ocean Zırhlısı yara aldı. Sonrasında ise mayına çarparak büyük hasar gördü. Mayına çarpan her gemi tabya toplarından da nasiplerini aldı. Bu gemilere kıyı set bataryaları birçok isabet kaydetmişti.
Birleşik Donanmanın bugünkü taarruzlarında Türk topçularının kahramanlığı tüm Tabya kıyı set ve sahra Bataryalarında gösterilen üstün cesaret, fedakarlık ve atılganlık ile gazi ve şehitlik kavramlarının kaynaşması sonucu gurur ve onurlarıyla koca bir tarih yazdılar. İşte eli öpülesi bu kahramanlar ve kahramanlıkları.
Bataryadaki subay ve top mürettebatı olan Mehmetçiğin serin ve soğukkanlılıkla çabaları ile insanüstü bir ölçüde cereyan etmişti. Şehitlerin yerine geçip görevi devralmak için Namazgah Tabyasından Mecidiye Tabyasına bir subay komutasında erlerin düşmanın topçu ateşleri altında olmalarına rağmen koşarak top mevzilerine gelmeleri onları izleyen düşman gözcülerinin bile takdirleriyle karşılandı.
Ağır toplarda görevli top başındaki mürettebat deniz hedeflerinin uzaklaşması ve yıkılan mevzilerden akan topraklarla toplarımızın çalışamaz hale gelmesi üzerine düşman ateşine aldırmadan toprakları temizliyor ve atışa hazır hale getiriyorlardı. Tabyaları susturmak için tek şart vardı oda kahraman Türk topçu subayı ve mürettebatını şehit etmek.
18 MART 1915 DENİZ SAVAŞLARI SONUCU KAYIPLAR:
18 Mart 1915 tarihinde kazanılan bu müthiş zaferin ardından yapılan incelemelerde;
Bu muharebe de Tabyalardan ve seyyar bataryalardan toplam olarak atılan top cephanesi çeşitli çapta olmak üzere 2250 adet olarak tespit edilmişti.
Yine bu muharebe de Türk Kuvvetlerinden 4’ü subay 26 şehit, 1’i subay 53 yaralı olduğu, Alman Kuvvetlerinden ise 1’i subay 4 ölü ve 14 yaralı verildiği anlaşılmıştır.
Düşman Donanması ise, 3 gemi batmış (Buovet, Ocean ve İrresistıble ), 4 gemi savaş dışı kalarak (Agamemnon, İnflexıble, Suffren ve Gaulois) muhabere edemez duruma gelmişti. Küçük harp gemilerinden iki muhrip batmış ve 7’si ağır yaralar alarak harp dışı kalmıştı. İnsan kayıpları 1273 ölü ve 647 yaralı olarak yabancı kaynaklara yansımıştı.
Düşman gemilerinden atılan top mühimmatını tam olarak söylemek mümkün değildir, ancak yalnızca Dardanoz bölgesine 4000’den fazla top mermisi düştüğü tespit edilmişti.
Donanmanın yalnızca batan gemileri baz alındığında muharebede çeşitli çapta 44 top kaybettiği anlaşılmıştır. Buna karşılık Tabyalarda ve seyyar bataryalarda toplam çeşitli çapta 7 top zarar görmüştü.
18 MART 1915 KAYNAKLAR:
E. Yb. C. DUMAN – Askeri Tarih İçerisinde Türk Topçusu
I. Dünya Harbinde Tük Harbi – Genel Kurmay Yayınları
Çanakkale Deniz Savaşları – E. Alb. A. THOMAZİ – Genel Kurmay Yayınları
Destanlaşan Çanakkale – Turhan SEÇER – Kastaş Yayınları
Gelibolu – Erol MÜTERCİMLER – Alfa Yayınları
Liman Von Sanders – Türkiye’de Beş Sene
Cepheden Cepheye Bir Ömür – Yüzbaşı Mehmet Hilmi
London Times – Gelibolu
ATASE ARŞİVİ
18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi Anıları
General Cevat Çobanlı- 18 Mart 1915 Çanakkale Müstahkem Mevkii ve Boğaz Komutanı:
“O gün güneşin son ışıklarıyla boğazdan perişan halde çıkmakta olan düşman filosunun son görünüşüydü. Hatta o gece tabyalarda ki bütün top mürettebatı gündüzün o müthiş yorgunluğuna rağmen sabaha kadar çalışarak sorumlu oldukları Tabyaların harap olan kısımlarını onardılar, temizlediler ve ertesi günkü atışlara hazırlandılar. Bende bu çalışmaların bir kaçına katıldım. Bataryadaki tüm mürettebat üstün bir gayretle çalışıyordu. Yorulduklarını gördüğüm kişileri zorla da olsa dinlenme ve istirahat için mecbur ediyor ve emirle top başından dinlenme alanına gönderiyordum. Bunun için bazı Tabyaları bizzat gidip teftiş edemedim. Topçular görevlerinin sonuna kadar kusursuz yaptıklarından emindim. Yanlarında olmam onların daha da fazla çalışmalarına sebep oluyordu. Ertesi gün bir düşman gemisinin şifresini çözen Turgut Reis Zırhlımızın Telsizcisi ; Bouvet , Irrıcestıble, Ocean Zırhlılarının battığını ve diğer bir çok geminin hasara uğradıklarını ve o gün taarruza devam edemeyecekleri haberini verdi. İşte Çanakkale Müstahkem Mevkiinin en güçlü ve en şerefli günü bu gün olmuştur.”
General Liman Von Sanders:
“18 Mart Çanakkale Müstahkem Mevkii ve Boğaz Komutanlığı için bir şan ve şerefli günüdür öylede kalacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk:
“18 Mart Muharebe-i Bahriyesinde kara mıntıkasının muhafazası benim uhdemde idi. Bu kısımda zikre şayan hiçbir hadise vuku bulmamıştır. Ogün sahil bataryalarımızda bulunan askerler, kumandanlar cidden şaya-ı takdir bir fedakarlıkla cesaretin tevekkülün haddi azamisiyle sonuna kadar Türk toplarını kullanmışlar vazifelerini ifa etmişlerdir. Düşününki bir çok infilaklar, çökmeler, yangınlar ve şehitler sırasında daimi ateş karşısında muhrip endahtları (atışları) altında bunlar hiç titremeden vazifelerini yapmışlardır. Bugünkü hadise-i Bahriye düşmanın malubiyet-i kat iyesi ile sona ermiştir.
Topçularımız bu mevzilere gece geldiler ve karanlık içerisinde mevzii aldılar. Fecirle beraber bütün dünyanın gözleri açıldığı zaman atışa başladılar. Kemal -i takdirat ve hürmetle bunu zikretmek isterim ki topçularımız için misal olacak maiyetteydi. Hayat -ı askeriyemde böyle bir topçu ve bu kadar mükemmel idare edilmiş bir topçu ateşi nadiren gördüm. ”
Mehmet Hilmi Bey – Rumeli Mecidiye Tabyası Komutanı:
“Şehit ve yaralıların yerine geçecekler atanmıştır. Ben ölürsem üzerime basıp geçin. Yaralanırsam önem vermeyin, ben de size öyle yapacağım. Bu savaşta hiçbir ödül beklemeyin. Bunu vaat etmem ve edemem…” Yüzbaşı Mehmet Hilmi Bey – 18 Mart 1915
Resimlerin açıklamaları altında yer almaktadır.