Çanakkale Savaşı Siperleri ve Siper Çeşitleri
Çanakkale Savaşı Siperleri ve Siper Çeşitleri; bu yazımızda Çanakkale Savaşı tarihinde önemli bir yere sahip olan siperler ve siper çeşitleri hakkında bilgi bulabilirsiniz.
Çanakkale Savaşı Siperleri
Siper Nedir ?
Siper, savaşta birbirleri ile sıcak temas halindeki kuvvetlerin, güçlerini nispeten savunma ağırlıklı olarak birbirlerine yöneltebilmelerine imkân sağlar ve esas olarak toprağın kazılması ve arkasına saklanılacak şekilde biçimlendirilmesi ile oluşturulur. Bu şekilde yapılan savaşa ise siper savaşı adı verilir.
Savaşın gerçekleştiği en ön saflarda, parça parça ya da kanallar halinde açılan siperler sayesinde hem hat boyunca yerleşmiş ordu birlikleri arasındaki kaynak aktarımı mümkün hale gelebilmekte hem de savunulacak alanın fiziki ve asgari sınırları belirlenmektedir. Siperler, düşman kuvvetlere birbirlerine karşılıklı olarak tüfekler, ağır silahlar ve kimyasal silahlar ile fiili saldırıda bulunma imkânı sağlar. Ancak bu tür bir saldırı, siperler sayesinde karşı saldırıya karşı eş zamanlı bir korunmayı da beraberinde taşımaktadır. Siperler, özellikle savaş esnasında insani askeri gücün devamlılığı ve lojistik anlamda da ordular için oldukça işlevseldir.
Çanakkale Savaşı ve Siperler
“Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni,
Off, gençliğim eyvah!”
Çanakkale Türküsü dizelerinden de anlaşılacağı üzere Çanakkale Savaşının büyük bölümü siper muharebeleri şeklinde geçmiştir. Savaşın ilk günlerinde kazılan siper hatları savaş içerisinde zaman zaman el değiştirse de savaşın neredeyse tamamında çoğu yerde aynı kalmış ve savaş, karşı siperi ele geçirme mücadelesine dönüşmüştür.
Çanakkale Savaşı esnasında özellikle itilaf birliklerinin arkasındaki deniz topçusu desteği birliklerimizin yoğun bir şekilde korunmasını gerektirmiştir. Gerek savunma için, gerekse savunma birliklerine lojistik destek sağlanması için siper hatları kullanılmıştır.
İtilaf birlikleri için ise özellikle kuzey bölgesinde siperler yarımadaya tutunma aracı olmuştur. 25 Nisan 1915‘te Mustafa Kemal ve Mehmet Şefik Beylerin karşı taarruzları ile düşman deniz kıyısına kadar püskürtülmüş, birlikler geri çekilmeye karar vermişler, sonrasında ise General Hamilton’un tarihe geçen o emri ile ” Dig, dig,dig!” siper kazmışlar ve takviyeler gelene kadar tutunmayı başarmışlardır.
Siper Çeşitleri
Siper denilince genellikle savaş alanlarını ziyaret esnasında karşılaştığımız restore edilmiş siperler akla gelmektedir. Ancak siperler kullanım amacına göre farklılık göstermektedir. Çanakkale Savaşı esnasında 4 çeşit siper kullanılmış ve bunlar bir örümcek ağı misali birbirlerine bağlanmıştır.
Kurt Çukuru
Kurt Çukuru yada Kurt Kuyusu denilen bu siper çeşidi kullanım amacıyla diğerlerinden oldukça farklıdır. Bir insanın çömelerek saklanacağı derinlikte ve bir o kadar küçük olan bu siper çeşidi, diğerleri ile bağımlı olmaksızın cephenin herhangi bir noktasında görülebilmekteydi. Nişancılığı çok iyi olan bir Mehmetçik buna saklanır ve taarruz esnasında düşman subaylarını direk hedef olarak alırdı.
Sıçan Yolu – Nişangah
Cephenin hemen her yerine dağılmış ve en çok kullanılan siper çeşididir. Günümüzde restore edilmiş olarak gördüğümüz siperler bu çeşit siperi yansıtmaktadır. Ancak restore edilmişi aksine bir insan boyundan çok daha derin ve oldukça geniş siperlerdir. Savunmadaki askerler neredeyse tüm zamanını bu siperlerin içerisinde geçirirdi. Savunma yada taarruz esnasında ise atış basamağı adı verilen bir yükseltiye çıkarak buradan ateş ederdi. Normalin üzerinde ağır tahrip gücüne sahip bir taarruz olmadıkça asker burada savunma yapardı.
Zemingâh – Sığınak
Yukarıda bahsettiğimiz üzere tahrip gücü yüksek bir taarruza maruz kalındığında, o gün koşullarında yüksek topçu taarruzu, askerler normal siperlerin arkasında daha derine kazılan üstü kapalı ve korunaklı bu siperlere sığınır ve taarruz bitene kadar burada kalırdı.
İrtibat Siperleri – Tünelleri
İrtibat Tünelleri; en büyük siper çeşididir. Savaş zamanının en önemli ulaşım aracı olan at ve kağnı arabalarının görünmeden ve sağlam korunma ile cephe hattına ulaşabilmesini sağlayan siper çeşitleridir. Bir at arabasının yüklü iken görünmeden geçebileceği kadar geniş ve derindirler. Cephe gerisinde yer alan ikmal merkezleri ve hastaneler cepheye bu tüneller ile bağlıdır. Cepheye tüm lojistik destek bu tüneller aracılığı ile sağlanırdı.